Dağlık Karabağ Azerbaycan'ındır

Azerbaycan'ın 44 gün savaşın ardından (2 bin 700 şehit asker, 90 savunmasız sivilin ölümü) işgalden kurtardıkları Dağlık Karabağ 6 ilden ibarettir. Karabağ, genel görünüşüyle orman ve yaylalardan ibarettir. Buraya "dağlık" denilmesi politiktir.

Dağlık kelimesi, eski Sovyetler Birliği (SSCB) acısından stratejik öneme haiz yerler için, bir küçültme ve bölge halkının gözünden düşürme aracı olarak kullanılmıştır. Hem “dağlık” hem “bağ” (!) dağda, bağın bulunması dünyanın neresinde görülmüştür.

Karabağ’da altın dahil önemli maden yatakları bulunmaktadır. Karabağ’da iki bin bitki çeşidi vardır. Çok çeşitli ağaçların olduğu orman arazi ve av hayvanları bakımından oldukça zengindir.  

 

Aran bölgesi!

 

Ermenistan, 27 yıllık işgalin ardından en az 5 bin asker zayiat vererek Dağlık Karabağ’dan çıkmak zorunda kaldılar. Ermenistan niyeti savaşarak fazla toprak almak istiyordu. Ermenistan işgalinden kurtarılan Fuzuli, Ağdam, Şuşa, Laçin, Kelbeçer, Cebrail, Zengilan, Hankendi gibi en önemli yerler, 27 yıl boyunca Ermeniler tarafından yatırım yapılmadan bölgenin yeraltı ve yerüstü kaynakları kullanıldı. Çıkarken yakıp yıkarak harabeye çevirdiler. Karabağ’da bulunan ağaçları kestiler ve evlerin taşlarını söküp Ermenistan’a götürdüler. Kendi oturdukları evler dahil Cami ve Kiliseleri bile ataşe verdiler.

1990’lı yıllarda Karabağ savaşı sonucu bir milyon insan, göçmen ve mülteci durumuna düştü. Bunların 100 bini on yıldan beri çadırlarda yaşıyordu. Türkiye bu konuda üzerine düşeni yapmaya çalıştı ve Türk Kızılay’ı Berde ve Agcabedi kamplarının tüm masraflarını üzerine alarak kardeşlerinin yardımına koştu. Bu kamplar Aralık 1996’da Azerbaycan’a devredildi.

Ermeniler Kurtuluş Savaşı sıralarındaki katliamları hariç 1973’ten itibaren ASALA terör örgütü vasıtasıyla  Türk elçilerini ve  Dışişleri mensuplarını katlettiler. 1973-1985 yılları arasında 100’e yakın elçimiz hayatını kaybetti.

Ermeniler’in amacı Türkiye’yi güçsüz bırakmak ve isteklerini kabule zorlamaktı. 1988 yılında Ermeni terörü yeniden başlatıldı. Ermeni Terör örgütleri bu sefer Güney Kafkasya’nın doğu bölgesinde bulunan 3 bin yıllık Türk toprağı, ata yurdu ve Azerbaycan hudutları içindeki Karabağ ile bu bölgedeki  insanlara yöneldiler. Bu bölgedeki Azerileri Karabağ’ı terke zorladılar.

200 bine yakın Azeri Türkü,  her yönü ile soykırıma uğratıldı. Ermeniler her zaman olduğu gibi Karabağ ve çevresinin tamamen arındırma amacına uygun olarak terör estirmeye başladılar. Terör eylemlerinin Ermenistan’ın Azerbaycan topraklarına silahlı saldırılar izledi.

 

Ağrı Dağı

 

Ermenistan’ın devlet armasında,  özgürlük bildirgesinde ve anayasasında, Türkiye’nin toprak bütünlüğüne yönelik ifadeler bulunuyor. Ermenistan Özgürlük Bildirgesi’nde ve anayasasında, Doğu Anadolu, Batı Ermenistan olarak tanımlanırken, Ağrı Dağı’na ise Ermenistan devlet armasında yer veriliyor.

Ayrıca, 23 Ağustos 1990 tarihinde yayınlanan Bağımsızlık  Bildirgesi’nde, “Ermenistan Cumhuriyeti, Osmanlı Türkiye’si ve Batı  Ermenistan’daki  sözde 1915 soykırımının uluslararası olarak tanınmasının  başarılması görevini desteklemeye devam etmektedir” ifade  ediliyor.

Böylece Türkiye Cumhuriyeti’nin, Batı Ermenistan olarak söz edilen Doğu Anadolu Bölgesi ile “Osmanlı Türkiye’si” diye adlandırılan iki ayrı siyasi ve coğrafi yer şeklinde tanımlandığına  işaret edildi.

Ermenistan’da bastırılan haritaların ilk sayfasında Ağrı  Dağı’nın fotoğrafına yer verilirken, Doğu Anadolu Bölgesi’nin büyük  bölümünün Batı Ermenistan olarak gösterildiği kaydedildi.

 

“Etnik temizlik yapıldı”

 

İngilizlerin ünlü petrol araştırma ve üretim şirketi Ramco Energy’nin hazırlattığı Azerbaycan raporunda, bütün yönleriyle Ermenistan’ın işgali altındaki Dağlık Karabağ trajedisi vurgulandı. Ramco raporunda, 1988-1989 yılında Ermeniler tarafından Azerbaycan genelinde etnik temizlik yapıldığı, 7 milyon Azeri Türkü’nden bir milyona yakınının topraklarından sürülerek göçmen durumuna düşürüldüğü belirtildi.

Bugün evlerinden ve topraklarından uzaklaştırılıp kendi yurdunda göçmen durumuna düşürülen 837 bin Azeri Türkü’nün yıllarca derme-çatma çadırlarda ağır kış şartlarında yaşadılar. Bunlara Türkiye hariç hiçbir uluslararası insan hakları örgütünün bugüne kadar görmemesi, insan hakları savunucularının maskesini düşürdü. Uluslararası AGİT Teşkilatı Ermenistan’ın işgalini bir taraftan tanımazken diğer yandan çözüm için kayda değer hiçbir şey yapmadı. AGİT üyesi bağımsız kalması gereken Fransa ise skandal bir karara imza atarak sözde Ermenistan Dağlık Karabağ devletini tanıma kararı aldı.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlhan Aliyev Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ı savaş meydanında perişan etti. Ümidimiz o dur ki Ermenistan hayalden uyanır da barış içinde Azerbaycan ile birlikte yaşamayı öğrenir. Bu durum hem Ermenistan’ın hem Azerbaycan’ın hem de Türkiye ve bölge ülkelerinin lehinedir.

Mənbə analizgazetesi.com

Doç. Dr. Süleyman Doğan

Xudaferin.eu
 

00:00