Atatürk ile muhasebe etmek!!!

Meselesiz, gerçeksiz hayalle yaşayanlara karşı bir muhasebe bu. Tıpkı hülyalar peşinde uyku halinde yürüyen uyurgezer gibi olanlara sesleniş bu yazı... “İnanma” diyorlar öğretilen tarihe! “İnanma gördüğün soluduğun gerçeklere”. “İnanma” dedikleri çok şey var. Bu ne hazin bir süreçtir. Tıpkı meyvesi bencillik tüten bir ağaç gibi. Hatta, mukaddes davada tersyüz edilen bir emanet söz konusu... Dile kolay; tam 41 yıl olmuş özgürlük ve barışın adı! Oysa içimizde hazım zorluğu yaşayanlar var halen! Tıpkı komşu rumlar gibi...

41 yıl sonra koskoca Türk istiklalinin acı ve ızdırabının nihayete erişi olan özgürlük mücadelemizi “savaştı” diye bize yutturanlar da var. Ajitasyonla Rumları mağdur gösterenler bile var içimizde! Halimizi düşünüyorum. Bir uzun yol düşünün sağı, solu, önü dikenli. Bizimkisi böyle bir hikayenin başı ve buna “Birleşik Kıbrıs” diyorlar. Türkün şerefine dil uzatarak barış arayışında olanların geçmişten bugüne gayesi ne idi? Sizler değil miydiniz “Kıbrıs meselesi bir işgal meselesi değil” diyen? Şimdi ne oldu da değiştiniz? Dış unsurların fonları mı tatlı geldi? Yoksa Türk olmaktan bıktınız mı? Hani biz Türk milletinin bir parçasıydık? Hani bizim için vatan, toprak, bayrak, ezan namustu? Hani uğruna şehit olduğumuz Türk bayrağı altında yaşamak gururdu? Nedir bu pusu, nedir bu acizlik? Birleşme hayali kurduklarınız, ağızlarından köpükler saçarak garantilere göz dikmişler, “Bunlar uluslararası hukuka aykırı” diyorlar! İçinizdeyse, Mandacılık ruhu ile kendini yabancıların himayesine teslim etmek isteyen bir zümre, gözlerini kapamışlar ecnebiyi kılavuz seçmişler. Ne gariptir ki; Türk’ün milli bayramlarına geldi mi avaz avaz bağırıyorlar “bu şovlardan kurtulacağız” diye! Usanmışlar! Bıkmışlar! Milli bayramlarımıza “Şov” diyecek kadar kendilerinden geçmişler! Bir de çağdaşmışlar ve Atatürk’ü seviyorlarmış! Öyleyse biz de onlara Atamızın sözü ile bugünkü köşemizi fazla yazmadan sonlandıralım.
Atamız Mustafa Kemal Atatürk sizlere diyor ki: “Aklınızı başınıza toplayınız.Ulusumuz ve yurdumuz için sakıncalı olan yabancılara vicdanlarınızı satarak yaptığınız alçaklığın ulusça yükletilecek sorumluluğunu göz önünde tutunuz. Güvendiğiniz kişilerin ve gücün sonunu öğrendiğiniz zaman kendi sonunuzla karşılaştırmayı unutmayınız.”
Helenizm ruhunun varlığı bitti’ diye milletine sahte politika güdüp birleşik Kıbrıs yoluna düşenler, Metehan diye geçtikleri sınır kapısının adının nereden hangi soydan geldiğine iyi baksınlar. İşte o sınır kapısının adıdır bu topraklarda yaşayanların özü! Anlayana. Takdir sizin...

16:25